Üniversiteli BLOG'a Destek

6 Ocak 2011 Perşembe

Demokrasinin İzinde

Mehmet Selim

   Bugün  yeni bir gündem aramaya karar verdim ve demokrasinin izine düştüm. Biraz deli sayılırım !.. Şimdilik idare edin.

İzlediğim haber programlarında program başına düşen "demokrasi" kelimesi 20'nin üzerindeydi. oldukça demokratik bir ülkede yaşıyoruz dedim. Demokrasi olmasa rejim bu kelimeyi bu kadar sık kullanmaya izin vermezdi.

Düştüm yollara...  Yollarda demokrasi arıyorum.

Simitçisi, Çaycısı... Kulak kesiliyorum.

Siyaset konuşuyorlar... "Evet tam yerine geldim" diyorum ne demokratik bir ülke ama...

her cümlelerinin sonu "şerefsiz" veya "..."-ki bunu söylemem doğru olmaz- ile bitiyordu. kağıt kalem çıkartıp övgü ve yergileri oranladım :

Övgü / Yergi : limit (ölçüm sayım) sonusuza giderken bu oran sıfıra yaklaşıyordu. Kısacası övgüler o kadar çok sönük kalıyordu yani...

Bir ölçümü tamamladıktan sonra siyaset konuşulan belediye otobüslerine gittim. Tenha saatler...

Övgü/ Yergi : Limit sonusuza giderken sonuç yine sıfıra yaklaşıyordu.

Ben saf saf araştırmamı sürdürürken otobüsler giderek dolmaya başladı...

Mahşerde gibi hissettim. Herkes birbirine küfür ediyordu. Allah'ım kurtar beni bu cehennemden

Hiç demokratik değildi. Şoför oylamaya göre otobüse -haddinden fazla- yolcu almıyordu. Falan feşmekan...

Bu Belediye otobüsü de hiç neoliberal İktidarcıların lüküs ciplerine veya muhalefetin ikinci sınıf arablarına  benzemiyor...

Sonuç :

Halk seçer, İktidar götürür, muhalefet artıkları temizler... Halk beldeiye otobüslerinde ve her yerde  İktidar ve/veya muhalefete söver. Bir seçim daha yapılır, öncesinde vaatler verilir kapı kapı dolaşılır ve yine bir partiye oy verilir. Sonuçta Beldiye otobüsünde ve sokak ta küfürleşlenler ve Merkez YÜRÜTME kurulları değişmez. Demoskratos Budur...

Demoskratosun da teoremini yazdım...

İtirazı olan !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder