Üniversiteli BLOG'a Destek

13 Aralık 2010 Pazartesi

Üniversitelileri Susturamazsınız !


Üniversiteliler…

Onlar köşe yazarı değil…

Susturamazsınız…

Kovdurtamazsınız, patronları yok, patronların ihale mihale işi yok…

İkiyüzlü ve yalaka değiller…

Cumhurbaşkanı’nın uçağına binme dertleri olmaz, dolmuşa biner garibim, olmadı yürür de gider…

*

Üniversitelileri susturamazsınız…

İşadamı değil üniversiteliler…

Yatırımları ceplerindeki buruşuk yirmilik, bilemediniz elliliktir… Mülkleri bir çanta, bir yurt dolabındaki iki tişört, bir pantolon…

Diyelim ki üzerlerine vergi müfettişlerini gönderseniz, çıkamazlar o çaresizliğin, umutsuzluğun içinden, ağlayarak dönerler…

*

Onları susturamazsınız…

YÖK başkanı değiller…

Himmet beklemezler, ki minnet duysunlar…

Ne rektördür onlar, ne dekan…

Kibirli ve mağrurdurlar… Gururları boylarından büyüktür... Eh, doğal olarak dilleri de ayakkabılarından…

*

Susmazlar…

Bürokrat değiller…

Mesela makam mevki sahibi… Masa okulun malı, birisi alıp götürmesin diye bank yere çakılı...

Lojman; bir odada dört kişi…

Makam aracı; bir çift eski spor ayakkabı, teki dikişli…

*

Üniversitelileri susturamazsınız…

Hani olsalardı milletvekili…

Ne yeniden aday olmak için baş sallama zorunlulukları var, ne geveze genel başkan her konuştuğunda alkışlama, ne talimatla el kaldırıp indirme dertleri…

Ne de kurşun askerlerdir üniversiteliler…

*

Bakımsız bedenleri vardır ve koca yürekleri…

Hayal kurarlar ve hayalleri değişir her gün…

Afrika’daki açları konuşurlar, çoğu yuvalarından uzak, anne yemeklerinin kokusunu özlerken… Küresel sömürüyü dert ederler, otobüs duraklarında beklerken, soğuktan iki büklüm…

Dürüst ve mertler bize göre, korkutmak faydasız…

Bir millet sustu ya…

Üniversitelileri susturamazsınız…


cumhuriyet gazetesi

5 Aralık 2010 Pazar

Üniversitelilere Hukuk Dışı Uygulama !


Üniveristeli Blog olarak, arkadaşlarımızı cesaretlerinden dolayı kutluyoruz ve hukuk dışı uygulamalarından ötürü Hükümeti kınıyoruz !



Başbakan’ı protestoya cesaret eden öğrenciler biber gazı ve cop yedi, yerlerde sürüklendi.
 
AKP’nin referandum sonrası çiğnemeye başladığı ’ileri demokrasi’ sakızı, Ankara’dan Başbakan Tayyip Erdoğan’ı protesto etmeye gelen öğrencilerin polis tarafından İstanbul’a sokulmamasıyla tamamen çürüdü. Öğrencilere uygulanan sertliğin dozu dikkat çekiciydi. 
 
Açıkça anayasal suç işlendi
ÖĞrencİlerİn polis tarafından Çamlıca’da durdurulup Ankara’ya geri gönderilmesiyle anayasal hakları olan seyahat özgürlükleri de açıkça ellerinden alınmış oldu. Çamlıca gişelerde kimlik kontrolü yapan polis 3 saat tuttuğu öğrencileri geri yolladı.
 
Protestoculara 1 yıl 3 ay hapis
Kocaelİ’den gruba katılan yaklaşık 40 kişinin İzmit’te yürüyüş yapmak istemesine de polisin cevabı çok sert oldu. Çıkan arbede sonrası 10 kişi gözaltına alındı. Geçen yıl Erdoğan’ı protesto eden 18 öğrenci de hapis cezasına çarptırılmıştı.
 
‘Protestocu’ acılımı!
Başbakan Tayyip Erdoğan, rektörlere ‘demokratik açılım’ı anlatırken, tepki için İstanbul’a gelmek isteyen öğrenciler kente sokulmadı. Şehirdekilere ise polisin müdahalesi sert oldu

Haber: Sümeyra YILMAZBaşbakan Tayyip Erdoğan ikinci kez rektörlerle bir araya geldi. Başbakan Erdoğan burada ’demokratik açılımı’ve ülkede domokrasinin nasıl geliştiğini anlatırken, güvenlik güçleri protestoculara göz açtırmadı. Başbakan’ı protesto etmek için ise bir grup öğrenci 3 otobüsle Ankara’dan yola çıktı. Ancak polis öğrencileri Çamlıca gişelerinde durdurdu, İstanbul’a sokmadı. Gişelerde kimlik kontrolü yapılan öğrencilen 3 saat sonra geri gönderildi. Ancak Kurtköy’de bir dinlenme istasyonunda öğrenciler mola verdi. Polis öğrencilerin burada durmasına izin vermedi. Kurtköy’de otobüslerden inmek isteyen öğrencilere polis izin vermedi. Polisle öğrenciler arasında arbede yaşandı. Polis, uyarıları dikkate almayan öğrencilere biber gazı sıkarak müdahale etti. Bazı öğrenciler fenalık geçirdi. Erdoğan’ın İstanbul’daki rektörlerle buluşmasını protesto etmek isteyen öğrenci grubunun İstanbul’a girişine izin verilmemesinin ardından Kocaeli’den gruba katılan yaklaşık 40 kişi, İzmit’te izinsiz yürüyüş yapmak istedi. 

Çok sayıda gözaltıPolis gruba müdahale etti. Grup üyeleri polise yumurta attı. Çok sayıda kişi gözaltına alındı. Bu arada, Dolmabahçe’de de protesto gösterileri vardı. Erdoğan’ın rektörlerle buluşmasını protesto etmek isteyen öğrenci gençlik sendikası üyesi bir grup Dolmabahçe’deki çalışma ofisine yürümek istedi. Polis tarafnıdan uyarılan grup yürüyüşe devam edince polis biber gazıyla müdahale etti. Gazdan etkilenenler kafelere dükkanlara sığınırken polis önlemlerini artırdı. Grup üyeleri tekrar yürüyüşe geçmeye çalışınca polisin müdühalesi sert oldu.  Burada 10 kişi gözaltına alındı. Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürü Osman Yıldırım ise, polisle çatışan gruptan bazı kişileri gözaltına almak istedi. Ancak grup üyeleri ellerindeki bayrak direkleriyle ilçe emniyet müdürüne saldırmaya başladı. Zor durumda kalan Yıldırım’ın yardımına çevik kuvvet polisleri yetişti. Polislerin müdürlerine saldıran eylemcilere müdahalesi çok sert oldu. Bundan yaklaşık 1 yıl önce İTÜ’de Başbakan Erdoğan’ı protesto eden 18 öğrenciye 1 yıl, 3’er ay hapis cezası verilmişti. kişi gözaltına alındı. 


Yeniçağ

3 Aralık 2010 Cuma

Wiki Sızıntı Neden Sızdırıldı?



 Banu AVAR 
 
30 Kasm 2010 
 
Aylar önce durum anlaşılmıştı: Amerika imparatorluğunun denetimindeki çeşitli basın yayın organlarında cyber attack (siber saldırı) cyber warfare (siber savaş) başlıkları yeralmıştı. Ve giderek benzer haberlerle kulaklar doldurulmaya başlandı 

Bill Clinton ve Bush’un anti terör danışmanı Richard Clark ‘Siber saldırı Amerika’yı 15 dakikada yokeder!’ başlığıyla gazetelerde yeraldı. Onu başkaları takip etti.. Amerika kendini ‘elektronik Pearl harbour’ a karşı korumalıydı! 

2007’de Pentagon’un bilgisayar sistemi çökertilmemiş miydi! 

Şimdi de işte WİKİ LEAKS ortalığı karıştırmaktaydı…NATO, ABD, BATI siber saldırıyla karşı karşıyaydı. O zaman ÖNLEM almak lazımdı! 

Psikolojik harp oyunu 

Obama ‘Önlemler gözden geçirilsin!’ diye kükredi 

Açıklanan belgelerin önemli bölümü ‘hedef ülke’ Türkiye ve İran ile ilgiliydi… 

Süzgün bakışlarla Hilary Clinton, sızıntının doğruluğunu kabul etti…Davutoğlu’ndan belgelerde adı geçtiği için özür diledi… … Belgelerde, Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu için kullanılan sözcükler ‘özel’ seçilmişti. ‘Çaktırmadan’ temenna içermekteydi..Yüzde 90 ABD karşıtı bir milletin hoşuna gidecek karşıtlıkta bir dizi iltifat tekerlemeleri… ‘tehlikeli’ ‘çalışkan’ ‘despot olmayan’ ve benzeri… 

İki buçuk milyon belgeyi ‘ele geçirmiş’ olan tiyatrocu bir ailenin yaramaz oğlu Julien Assange, 4 yıldır gizli belgeler açıklıyor. Şimdi dünyayı sarsacağı söylenen bilgiler hakkında, Avrupa ve Amerika’nın göbeğinde beyanatlar veriyor.. Dünyayı yönetmeye soyunmuş küresel çete izliyor, izlemekle kalmıyor, New York Times gibi, Der Spiegel gibi, Guardian gibi CNN gibi FOX gibi küresel sermayenin en baba organlarında SIZINTIYI reklam ediyor! 

Bu size garip gelmiyor mu? Dünyanın her hangi bir noktasında, ‘fazla’ ağzını açanı, derdest edip Guantanamo’ya kimbilir kaç yıllarca tıkıveren ‘intelligence’ (istihbarat) fareleri hangi delikteler ki! 

Assange bulunamıyor! Ama nette çarşaf çarşaf konuşmaları yayınlanıyor… 

Hillary süzgün, Obama sessiz ‘bilgileri’ teyid ediyor… 

Kafa karıştırıcı bu durum, ama Julien Assange aklıma nedense bir anda Kanada’dan başında kipasıyla belirip, açıklamalarıyla bilmem kaç kişinin hayatını karartan, ve aynı hızla karanlık köşesine çekilen Ergenekon tanığı Tuncay Güney’i getiriyor!… 

Siber dünyaya kelepçe’ 

NATO’nun yeni strateji belgesini nette bulabilirsiniz. Okuyun ve SİBER SAVAŞ bölümüne gelince durun. 

NATO ‘yeni stratejisi belgesinde’ ‘düşman’ olarak bir ülkeyi işaret etmedi. Ama ‘SİBER SAVAŞA’ hazırlandığını belirtti! 

Daha 1945’de 2. dünya savaşının hemen ertesinde Amerikan imparatorluğu, Ulusal Güvenlik Stratejisi için, ‘İDEOLOJİK TAARRUZUN , ATOM BOMBASI KADAR ETKİLİ OLDUĞUNU’ ifade etmişti. 

Bugün tüm dünyadaki basın yayın organları, gazeteler, televizyonlar, sinema sektörü Dış İlişkiler Konseyi (CFR) üyesi 5-6 ailenin elinde. Hemen hemen tüm dünya ülkelerinde aynı iğrenç yarışmalar, aynı evlilik programları, aynı gözetleme oyunları, aynı pornografik yayın, ve aynı tip diziler BEYİN UYUŞTURUYOR ve AYNI merkezden dünyaya yayılıyor. 

Tabii haberler de öyle… Amaç, tek tip haberle tek tipleştirilen bir dünya… 

Ama internet sınır ve sınırlama tanımıyor. Tüm önlemlere rağmen, çarpık bilginin yanında, DOĞRU bilgi de nette yerbuluyor. Ve yığınları özellikle de genç nüfusu dünyanın her yerinde etki altına alıyor…Örgütlenme ağları oluşuyor.. Küresel çeteye KARŞI bilgi akışı artıyor, muhalif bir internet ağı, diğerinin içinden filizleniyor! Çok daha önemlisi ulus devletler, kendi istihbarat ağlarıyla dezenformasyona karşı tedbirler geliştirebiliyor. 

İşte tehlike bu… Küresel efendiler bu gidişata da bir ‘DUR’ demeliler.. Ayrıca, dünyayı kalkan ve inen ağlarla örerken, siber dünyayı kontrol etmek zaruretindeler! 

Bunca ‘demokrasi’ vaveylası sürerken, siber dünyayı DENETLEMEK için gerekçe üretmeliydiler. 

Irak’a girmek için ‘kimyasal silah’ bahanesini bulan küresel sermaye, şimdi, siber dünyayı tamamen kontrol altına almak için WİKİLEAKS’i bahane edecekler.. … 


SİBER SAVAŞ’a karşı bilişim iletişim dünyasına vurulacak kelepçe, FÜZE KALKANI’yla ulus devletlere takılacak kelepçenin olmazsa olmaz şartı… 

2013de total denetim! 

Bakın 22 kasım 2010 da gazetelerde bir röportaj yeraldı: NATO Siber Savunma Birimi başkanı Süleyman Anıl adlı bir Türk vatandaşıydı. 

NATO’nun yeni stratejik konseptinden sözederken, çeşitli gizli servislerin siber saldırılarından yakınıyordu. Ve ‘yeni’ NATO’nun ‘ özellikle deniz yolları, enerji hatları ve sivil ağları koruyacağının’ altını çiziyordu. 

‘Sivil bilgisayar ağlarının korunmasında büyük açık var” diyordu . 

‘NATO’nun merkezi siber yönetim birimi Belçika’da. Bu ekip, siber güvenlikle ilgili saldırıları bilgisayar ağı üzerinden gözlüyor ve gerektiğinde müdahale ediyor. Örneğin İzmir veya Afganistan’daki soruna, oradakiler farkında olmasalar bile müdahale ediyoruz.’ diyordu… 

2013’e kadar NATO ve üye ülkelerin bilişim güvenliğine karşı sistem içine alınacağını söylüyordu… 

Türkiye’nin yeni tehdit algılamasını kabul ettiğini, ‘siber tehdidin’ kanunlara yansıyacağından ve kuruluşların denetime alınacağından sözediyor… Türk Silahlı Kuvvetlerinde siber tehdide karşı NATO denetimli bir birim kurulduğunu bildiriyor! 

Doğu’dan kopuk bir Türkiye! 

Küresel sermaye, ve ordusu NATO, düşledikleri Dünya hakimiyeti için adımlar atıyorlar. Benzer taktikleri kullanıyorlar…. Önce bir ‘tehdit’ belirliyor ardından belirlediği ‘tehdidi’ yok ediyorlar. 

Bilgi kirliliği yayıyor, toplumları şekillendiriyor, o bilgilere inanılmasını sağlıyor sonra hedefi vuruyorlar. Türkiye içinde dönendiği deli gömleğinden sadece doğudaki komşu ülkelerle elele vererek çıkabilir. Irak işgal altında. Geriye Rusya, İran, Suriye ve Azerbaycan kalıyor.. Türkiye’nin bu ülkelerle arasının bozulması gerekiyor… 

Sızıntılar Azerbaycan ve İran ile Türkiye ilişkilerini ‘dinamitleyecek’ detaylar veriyor… Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Dış İlişkiler Müdürü Novruz Memmedov, daha ilk gün ‘belge’ adı altında ‘yalan haber’ servis edildiğini açıkladı. Ve çok önemli bir başka noktayı da vurguladı: 

‘Kazakistan’ın başkenti Astana’da, 1-2 Aralıkta düzenlenecek olan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) zirvesi öncesi belgelerin yayımlanması, uluslararası toplumda soru işaretleri oluşturma amaçlıdır!’ 

İşte bu nedenle, ekonomik ve psikolojik tetikçilerle karşılaşırız. Çok inandırıcı olabilirler.. Dikkatli ve en az onlar kadar akıllı olmak zorundayız! ABDli yetkililer Wikileaks’in sızıntılarının birçok asker ve sivilin yaşamını tehlikeye attığı gibi masum iddiaları tüm ekranlardan haykırırken, başta Assange olmak üzere sorumluların cezalandırılacağını ekliyorlar… Hayranlık uyandıracak kadar iyi bir senaryo… 

Tüm dünyayı aylarca konuşturacak kadar devasa bir dedikodu silsilesi, bir toz bulutu, bir uyutma uğultusu, çıplak gerçeği örten bir örtü! İçine serpiştirilmiş gerçek/doğru belge bilgi görseller inandırıcılık sağlıyor, ‘kavalcı’ arkasına takılan fareleri oyalarken senaryo hayata geçiyor! 

Son olarak, 4 yıldır çeşitli belgeleri kamuoyuna ‘sızdıran’ Assange’ın ödüllerini size hatırlatalım: Bu ödül vericiler, küresel çeteyle yakından ilişkili merkezler: 

Julien Assange 2008’de Economist Index’in ödülünü aldı. 2009’da Uluslar arası af örgütü Assange’ı ödüllendirdi.. 2010’da ödül şampiyonu haline geldi. Vietnam savaşında üstün hizmet gösteren CIA ajanı Sam Adams adına verilen ‘İstihbarat Ödülü 2010’a layık görüldü. Ardından, İngiltere’nin New Statesman dergisinin ‘Dünyanın en etkileyici 50 kişi listesinde, 23. sırada yeraldı., Utne Reader dergisi ise Assange’ı ‘Dünyayı değiştiren 25 kişiden biri’ ilan etti. 

Bitmedi. 12 Kasım 2010’da küresel efendilerin gözde dergisi Time magazin Julien Assange’ı “person of the year, 2010″ (2010 Yılın adamı) seçti. 

Ve son olarak Pentagon’dan bilgi sızdırarak üne kavuşan emekli istihbaratçı ve eski Rand Corporation analisti Daniel Ellsberg, ‘Assange, gizlilik kurallarını altüst ederek aslında Amerikan demokrasisine hizmet ediyor!’ dedi. Ve ekledi: ‘Bu sızıntılar, milli çıkarlarımızı hiçbir şekilde etkilemezler!’ 

‘İyi geceler ve iyi sabahlar!’ 

KAYNAK: İLK KURŞUN